Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, İnşaat Mühendisler Odası Uşak Şube başkanı Ümit Alp ve Tema Uşak İl Temsilcisi Barış Metin Uşak iline sahip çıkmak için platform öncülüğünde yöre halkı olarak elinden geleni yaparak komisyondan almak istedikleri cevapları ilettiler.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EKOKIRIM MERKEZİ
KIŞLADAĞ ALTIN MADENİ
Sayın Milletvekili,
Uşak ilimizdeki Kışladağ Altın Madeni, El Dorado Gold adlı Kanada merkezli bir kartelin sahibi olduğu TÜPRAG şirketi tarafından işletilmektedir. Adını üzerine kurulan ve bugün yok olan “Kışladağ” dan alan maden, 2004’te alınan ÇED olumlu kararının ardından 2006 yılında Ulubey- Eşme arasında faaliyete geçmiştir.
TEMA’nın araştırmasına göre Uşak ili topraklarının % 80’i madenlere ruhsatlıdır. Kışladağ Madeni bu projelerden en büyüğü ve en yıkıcı olanıdır.
İlk açıldığında 509 hektar olan maden sahası, 2011 ve 2013 yıllarında yapılan kapasite artırımları ile 2 bin 509 hektara yani 25 bin 9 dönüme çıkarılmıştır.
“Cehennem çukuru” adı verilen maden ocağının kapladığı alan 2004’te 90 hektar iken, 2013’te 257 hektara çıkarıldı. 2004’ten önce bölgenin kotu 1100 metreydi.
Maden çukurunun 2028’e kadarki sürede 300 metre kotuna inmesi ve yeraltı su seviyesinin 560 metre altına inmesi planlanıyor.
Madende an itibariyle açık alanda siyanür liçlemesi yapılmaktadır. İlk faaliyete geçtiği 2006’da liç sahası genişliği 80 m, uzunluğu 600 m, yüksekliği 10 m olan 5 panelden oluşuyordu. Her bir panelde 20-30 milyon ton cevherin siyanür liçi ile işlem göreceği beyan edilmişti. 2013’te liç sahası ikiye çıkarılarak saha 3 milyon m2’ye çıkarıldı. Önceden 60 m olan panellerin yüksekliği 120 m’ye çıkarıldı. Siyanür liçine tabi tutulacak cevher miktarı 600 milyon ton olarak güncellendi. Madende büyük çoğunluğu çevresel açıdan büyük risk içeren sülfürlü kayaçlardan oluşan iki adet pasa sahası bulunuyor. Sülfürlü kayaçlar, doğaya büyük zarar veren “asit maden drenajı” adı verilen zehirli bir sıvı üretmektedir. 2028 yılı sonuna kadar yüzde 82’sinin sülfürlü kayaçlardan oluşan yaklaşık 930 milyon tonluk bir pasa dağının oluşması planlanmıştır. Yani bölgemiz aynı Balıkesir-Balya’da olduğu gibi yüzlerce yıl durdurulamayacak asit maden drenajı riski altına sokulmaktadır. Kışladağ Altın Madeni 2004 ÇED dosyasında, 509 hektar maden sahasında 132 milyon ton maden kayasının işleme tabi tutulacağı belirtilmiş ve bunun için ortalama su ihtiyacının birinci aşamada saniyede 31,4 litre, ikinci aşama için saniyede 53,3 litre olacağı hesaplanmıştır. Kullanılacak suyun yarısının da maden sahasına 13 km mesafedeki yeraltı kuyu sahasından karşılanacağını söylemiştir. Bu beyana göre, 2013’e kadar 30 bin insanın, 2013’ten bu yana da 70 bin insanın bir günde kullandığı suyu, Kışladağ Altın Madeni bir günde tek başına kullanmaktadır. Ayrıca TÜPRAG’ın 2004 ÇED’inde verdiği “yeraltı su kalitesi izleme” ile ilgili taahhütü yerine getirmesini talep ediyoruz. Kışladağ madeni Denizli ve Kütahya deprem kuşağının arasında kalan çok tehlikeli bir deprem riski bölgesinde kurulmuştur. Bölge Gediz ve Çivril fay hatlarıyla çevrelenmiştir. AFAD’a göre, bu zonlardan biri olan Pamukkale Fay Zonu üzerinde meydana gelebilecek 6.6 büyüklüğündeki deprem Denizli ile komşu olan Aydın, Burdur, Manisa ve Uşak’ta yoğunlaşacaktır. Bu özet bilgilendirme metninden sonra bölgemize yapacağınız ziyaret sırasında maden şirketi görüşmelerinizde ve bölgesel yöneticilerle görüşmelerinizde aşağıdaki soruları gündeme getirmenizi sizlerden saygılarımızla rica ediyoruz:
- % 80’e yakını sülfürlü kayaçlardan oluşan pasa sahasının asit kaya drenajı kontrolü kimler tarafından hangi periyotla ve nasıl yapılmaktadır? Kontrol sonuçları nerededir?
- Uşak İl Sağlık Müdürlüğü’nün beyanına göre, Eşme ve Ulubey bölgesinde yeraltı suları ve topraktaki arsenik oranı son 12 yıldır normal değerden 70-700 kat fazladır. Madenin bu dramatik ve ölümcül değişime katkısı araştırılmış mıdır?
- Madenin açıldığı yıldan bu yana bölgenin toprak, su ve hava analiz sonuçları nelerdir?
- Kışladağ Altın Madeni, bölgedeki su rezervlerinin ne kadarını kullanmıştır ve kullanmaya devam etmektedir ? Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük altın madeni olduğu belirtilen madendeki su kullanım miktarı gerçeği yansıtmamaktadır.
Kışladağ’dan ölçek olarak daha küçük bir altın madeni olan İliç-Çöpler’de saniyede 130 litre su kullanımı varken, Kışladağ’da belirtilen saniyede 31 litrelik ve 51 litrelik su kullanım oranları gerçeği yansıtmamaktadır. Bu noktada Kışladağ’ın saniyede kullandığı su miktarı nedir ve bu sular hangi kaynaktan kullanılmaktadır?
- 2004’te gözlem amaçlı kaç kuyu belirlenmiştir? Gözlem sonuçları ne olmuştur? Bu kuyulardan kaçı varlığını devam ettirmektedir?
- 2004 ÇED dosyasında şirket, maden ocağında yeraltı su tablasının altında patlatma yapacağını beyan etmiştir. Buna göre:
- Bölgenin susuzlaşması, yeraltı sularının çekilmesi/kaybolması, Uşak’ta kronikleşen susuzluk/kuraklık ile patlatmalar arasındaki ilişki nedir?
- TÜPRAG’ın 2013’te sulama göleti inşa ettiği 100 hane ve 400 nüfuslu Gedikler köyüne; su kuyuları kuruduğu için, tarım, hayvancılık ve kullanım amaçlı suyun il özel idaresi tarafından tankerle götürülmesinin, dinamitli patlatmalarla ilişkisi nedir?
- AFAD’ın 6,2 ile 7,1 şiddetinde depremler beklediği fay hatlarının arasında kalan, özellikle pasa ile iki liç alanı olmak üzere maden sahası için hangi riskler öngörülmüş ve bunlara karşı hangi önlemler alınmıştır?
- 2004’te yapılan stabilite hesapları, bölgenin depremselliği göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde hâlâ güvenli aralıkta mı?
- Erzincan İliç’te yaşanan felaketin benzerinin Kışladağ Altın Madeninde yaşanma olasılığına karşı alınan önlemler nelerdir? Erzincan’da olduğu gibi Kışladağ’da da yüzlerce metre yüksekliğinde bir liç yığını deprem bölgelerine bitişik bir bölgede üst üste yığılmaktadır. Binlerce ton siyanürlü solüsyon açık alanda bu liç yığınlarının üzerine boca edilmektedir.
- Madenin faaliyete geçtiği 2006’dan bugüne kaç köy/belde haritadan silinmiştir?
- Bölgedeki 2006 ile 2024 yılları arasındaki nüfus karşılaştırması nedir?
- 2006-2024 yılları arasında seralar dahil tarım ve hayvancılık istatistikleri nasıl olmuştur?
- Tarım ve hayvancılıktan vazgeçme ile maden nedeniyle kaybedilen tarım alanları, meralar ve yeraltı su yataklarının yok olması arasındaki ilişki nedir?
- Bugün ülkenin canlı hayvan ve buğday ithal eder duruma gelmesi ile Kışladağ Altın Madeni başta olmak üzere altın madenleri nedeniyle kaybedilen tarım alanları, meralar, kuruyan/yok olan su yatakları ve “maden işçisi olan çiftçiler” arasındaki ilişki nedir?
- Kışladağ Altın Madeni’ne şirketin İzmir’de bulunan Efemçukuru Altın Madeni’nden ne kadar cevher taşınmaktadır? Günlük, aylık ve yıllık miktarları nedir?
- Başka maden sahalarından da benzer şekilde Kışladağ’a cevher taşınması işlemi yapılmakta mıdır? Yapılmakta ise hangi madenler ve miktarları nedir?
- Gerek maden kayasının sevkiyatı gerek patlatmalardan kaynaklı tozumanın bölge tarımına etkisi nedir?
- Özellikle Sarıgöl başta olmak üzere bölgedeki üzüm üreticilerinin Kışladağ’dan gelen tozun yağmurla birlikte temas etmesiyle üzümü çürüttüğü ve bu yüzden üzüm bağlarının üstünün örtüldüğü iddiası ile ilgili bir araştırma yapıldı mış mıdır? Yapıldı ise sonucu nedir? Yapılmadıysa; tehlikeli sınıfta yer alan işkolu olarak bu iddianın ciddiye alınması gerekmiyor muydu?
- Kışladağ Altın Madeni’nde haftalık, aylık ve yıllık siyanür solüsyonu kullanım miktarları ne kadardır?
- Yaklaşık 18 yıldır faaliyette olan Kışladağ Altın Madeni ne zaman kapatılacaktır? Madenin gelecekle ilgili projeksiyonları nelerdir? Bölgeyle ilgili başka projeleriniz ve planlarınız var mıdır?
- El Dorado Gold şirketi olan TÜPRAG’ın Zenit Madencilik’le ortaklığı bilinmektedir. Zenit’in Sındırgı’daki madeninden Kışladağ’a cevher taşınması söz konusu mudur? Zenit’le ortak projeleriniz var mıdır?
- El Dorado Gold ve Tüprag’ın Kışladağ ve Efemçukuru dışındaki projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Afyon-Emirdağ, Samsun-Şahin Dağları, Ordu-Giresun yaylaları projeleriniz hangi aşamadadır? Burada sözü edilmeyen diğer projeleriniz nelerdir?
- Maden sahasında açık ocaklarda ve liç sahalarında ve pasa sahalarında toplam kaç jeoradar vardır? Ne zaman aktif hale getirilmişlerdir? Jeoradarın dışında başka ne türden güvenlik önlemleri ve erken uyarı sistemleri kullanıyorsunuz?
- Kışladağ Altın Madeni’nde bildiğimiz kadarıyla açık yığın liçi sistemiyle üretim yapıyorsunuz. Tank liçi üretim projeniz var mıdır?
- Sülfürlü cevherlerin çevreye yönelik büyük riskler oluşturduğu biliniyor olmasına rağmen neden ısrarla sülfürlü cevherleri kullanmaya devam ediyorsunuz?
- Madende kaç tane taşeron firması hizmet vermektedir? Toplam kaç işçiniz var ve bunların kaç tanesi taşeron firmalarında çalışıyor?
- Kışladağ Altın Madeni’nde yılda kaç ton altın, gümüş, bakır vs başka yan ürün üretiyorsunuz? 2023 yılı sonuna kadar toplam üretimleri nedir? Yıllara göre dökümleri nasıldır? Ve bu üretimlerin sonucunda toplamda elde edilen gelirler nedir? Yıllara göre elde edilen gelirler nasıldır? Kışladağ Altın Madeni’nin bu ürettikleri madenler için 2023 yılı sonuna kadar ödediği devlet hakkı payı miktadır nedir? Bu ödenen devlet hakkı payının yıllara göre dağılımı nasıldır?
- Kışladağ Altın Madeni’nde bir yıl içinde kullandığınız bütün kimyasalların miktarları nedir? Kimyasal kullanım tablosunu açıklar mısınız? Bir yılda kaç ton siyanür kullanılmaktadır? Yıllara göre siyanür kullanım oranları nedir?
- Maden sahasında denetimler hangi bakanlıklar ve hangi kurumlar tarafından yapılmaktadır? Yığın liç sahasının denetimi hangi bakanlığın kontrolündedir? En son hangi tarihte ve kimler tarafından denetlendiniz?
- Kışladağ Altın Madeninde ocaklarda, liç alanında, pasa sahalarında ve diğer ilgili kimyasal-metalurjik işlemlerin yapıldığı kapalı alanlarda 2006 yılından bugüne kadar meydana gelen kazaların dökümü nedir? Yaralanan işçileriniz ve/veya hayatını kaybeden işçileriniz var mıdır? Ne türden kazalar yaşanmıştır?
- Madenin 2004 ÇED raporundan yapılan ve liç sahası zeminine ilişkin yukarıdaki alıntıda, “Alanın tabanına serilen düşük geçirimliliğe sahip sızdırmazlık tabakası AKD ve alandan metallerin sızma olasılığını minimize edecektir” denilmektedir.
Bu ifadeyle TÜPRAG, liç sahasından yeraltı sularına ağır metallerin sızabileceğini peşinen kabul etmektedir. Buna göre, 3 milyon metrekare alan üzerine yığılmış/yığılacak 600 milyon ton siyanür liçinin yeraltı sularına ve toprağa etkisi kimler tarafından nasıl denetlenmektedir? Eğer varsa bu denetimin sonuçları kamuoyuyla acil olarak paylaşılmalıdır.
MURAT DAĞI YOK OLMASIN PLATFORMU