Dünya da tüm şehirler, Yerleşimlerinde bir kuyu odada toplanmış insanlarla başladı ve bu yerleşimin büyüklüğü bir insanın yürüyebileceği kadardı... Yüzlerce, hatta binlerce yıl önce ev hayatın gerçekten merkeziydi. . Eğlencenin, enerji üretiminin, işin ve sağlık hizmetlerinin merkeziydi. Burada bebekler doğar,hastalar tedavi edilir,üretim yapılır,eğlenceler organize edilir hatta cenazeler defnedilirdi..
Daha sonra, sanayileşme ile birlikte evler hayatın merkezi olmaktan uzaklaştı.. Fabrikalar şehirlerin banliyölerine taşındı. Üretim tesisleri fabrikalarda merkezileşti. Enerji üretimi merkezileşti. Eğitim okullarda merkezleşti... Sağlık hizmetleri hastaneler de verildi. Ve daha sonra şebekeler gelişti. Artık şehirler de artan ayrık yapılaşma fonksiyonları oluşmaya başlamıştı...
Yaşadığımız şehirlerin en büyük sorunu göç, yani kaldıramayacağı ölçüde insan yaşaması ve çarpık kentleşme...
Sadece Çin'de, 15 yıl içinde 300 milyon, kimine göre 400 milyon insan şehirlere taşmakta.. Evet, kelimenin tam anlamı ile taşmakta...
Bu büyük metropollerde yaşayıp yaşamamamız önemli değil ancak bu tehlike hepimizi etkiliyor... dünyada Şehirler nüfus artışının% 90'ının, küresel karbondioksitin% 80'inin, enerji tüketiminin% 75'inin sebebi oluyor..
yakın bir gelecekte araçlarımızı park edemez , semt pazarlarında yürüyemez toplu alanlarda hareket edemez hale geleceğiz..
Peki, çözüm nedir?
bu gün bir çok ülkede yerel yönetimler biz deki gibi ne kadar toplu konut yapalım üstü kapalı pazaryeri mi yapalım ,sokakları ücretli otopark mı yapalım gibi yüzeysel gelecekteki sorunları çözmekten uzak popülist yaklaşımlarla uğraşmıyor..
Bu gün modern kentlerde başarılı belediyeler,
Girişime Yönelik, Yüksek Performanslı,Yaşanılabilir Şehirler ortaya çıkarmak için çalışmalar yapıyor..
Performanslı şehirler ne demek? ..
Şehirlerde aşırı kalabalık bir ortam oluşturmadan nasıl daha fazla insanı barındırabiliriz?
Şehirlerde karşılaştığımız sorunları anında çözümleyen yeni teknolojik ve fonksiyonel çözümler neler olabilir?
Her yere park edilebilen küçük arabalar, asansörlü modüler iskele otoparklar ,Robotik duvarlar sayesinde bir düğme ile fonksiyonları değişen ofisler ve konutlar,güneş enerjisi kontrolü, ısıtma, soğutma ve havalandırmayı birleştirirken - enerji verimliliğini arttırırken - konut sakinlerine cep telefonlarını kullanarak daireleri için kişiselleştirilmiş bir güneş ışığı planı oluşturmalarına izin veren yapılar..
kentlerin ortak alanları için çok amaçlı rekreasyon alanları, otopark sorununu apartmanların çatılarında çözümleyen kamu binaları
vb.. bir çok uygulama artık konuşuluyor..
Dünya nüfusunun yarısından fazlasının halihazırda şehirlerde yaşadığı ve bu rakamın iki katının daha 2050 yılına kadar kentsel alanlara taşınması öngörülüyor.şehir planlaması ve mimari yaklaşımlar yeniden kodlanmak zorunda.. Yeni şehirler inşa etme biçimimiz, iklim değişikliğinden ekonomik canlılığa kadar önemli olanların merkezinde olmak zorunda.
modern mimari ve şehir planlaması artık, geleceğin şehirlerini planlayan ve insan etkileşimi üzerine odaklanan topluluk tasarımını savunan bir profesyonel yaklaşım göstermek zorundadır.. Yayılımı çözen ve daha akıllı, daha sürdürülebilir şehirler inşa etmemiz gerekiyor..
2050 yılında dünyada şehirlerde üç milyar insanın yaşaması öngörülüyor..yani bu demek ki mimarlar olarak yeni 3 milyar insan için şehirler kuracağız.
Bu, kentsel çevrenin de iki katına çıkmasıdır. Çünkü şehirlerimizi nasıl şekillendirdiğimize bağlı olarak çok fazla şey değişecek. sadece çevresel etkiler değil, sosyal refahımız, ekonomik canlılık, topluluk duygumuz ve bağlılık gibi bir çok kent unsurunu iyi çözümlememiz gerekiyor..
Tabii bunları yaparken doğal çevreyi, tarihi ve kritik tarımı korumakta temel ilke olmalıdır.
bu demek ki belediyeler planlamalar yaparken artık şehir plancıları,mimarlar,sosyologlar,endüstri mühendisleri ve tarım uzmanları ile birlikte hareket etmek zorundadır..
Girişime açık, Yüksek Performanslı, Yaşanılabilir Şehirler için çalışabilmek umuduyla...