Önceki ADD GYK üyelisi , Ege bölge sorumlusu ve Genel Sekreter yardımcısı Dr. Arif GÜVENİR Cumhuriyet Balosu'nda gerçekleştirdiği konuşmada şu ifadelere yer verdi."Türkiye’de 352 Şube, 50 Temsilciliği ve yetmiş binin üstünde üyesi olan derneğimizin, ülke çapında bir çok Şubemizi ziyaret ettim. Uşak Şubemiz Türkiye’de ilk ve tek olan Ödev Evi projesiyle en üretken şubeler içinde görmek bizleri mutlu ediyor.
Derneğimize yeni bir bina tahsis ederek Uşak Şubemizin çalışmalarına ivme kazandıran, maddi manevi her zaman desteğini yanımızda gördüğümüz Belediye Meclis Üyeleri ve Uşak Belediye Başkanımız Sayın Özkan Yalım’a teşekkür ediyoruz.
Bu gün ülkemizde yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, Ortadoğu’da ve komşumuz Suriye’de yaşanan gelişmeler yeniden Atatürk ilke ve devrimlerine olan ihtiyacı zorunlu hale getirmiştir.
Açlık sınırının altında maaşla yaşayan emekli, askeri ücretle çalışan işçilerimiz ay sonunu getiremeyen memurlarımız, ürettiğini yok pahasına satmak zorunda kalan çiftçilerimiz ve zor durumdaki esnafımız milli gelirden yeterli payı alamamaktadırlar. Zenginin daha zengin, fakiri daha da fakirleştiren Neo-Liberal ekonomik sistem yerine, Sosyal adalete dayanan, adil gelir dağılımının olduğu devletçi- kamucu ekonomik sistemine dönülerek halkımızın sorunları çözülmelidir.
Suriye’de oluşan belirsizliğin sonucunda, batılı emperyal güçler, İsrail’in güvenliği için bölgede istikrarsız bir bölge yaratmışlardır. Ülkemiz, din, meshep ve etnisite temelli savaşlarla, huzurun olmadığı, sürekli çatışmaların yaşandığı, parçalanmış bir komşu ile yaşamak zorunda kalacaktır.
Önderinin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu HTŞ ile anlaşıp diğer selefi örgütlerin ve yıllardır eğitip donattığı PKK-PYD(YPG)’nin katkılarıyla parçalayarak sınırlarını ve rejimini değiştirdiği Suriye’yi (tıpkı Afganistan’ı Taliban’a teslim ettiği gibi) görünürde bu örgütlere (aslında İsrail’e) teslim eden ABD gibi bir ülkeye güvenip, peşine takılarak kazançlı çıkma hayaline kapılmak büyük hata olur.
Suriye’ i çatışmanın içine sürükleyecek, şeriat düzeni yerine, demokratik laik, cumhuriyet rejimini desteklemenin, ülkemiz çıkarlarına daha uygun olacağı açıktır.
Emperyalizm kendi çıkarları doğrultusunda uzun vadeli stratejik hedeflerinden hiç bir zaman vazgeçmemiştir. Suriye’de ortaya çıkması muhtemel haritanın bundan 102 yıl önce 1922 de Fransa’nın çizdiği haritaya benzerliği ibret vericidir.
21. yüzyılın SEVR ANTLAŞMASI olarak yürürlüğe sokulan ve ABD Dışişleri Bakanı C. Rice’ın Ağustos 2003’de açıkladığı, Kuzey Afrika’dan Çin sınırına kadar 22 ülkenin, etnisite, din ve mezhep temelinde parçalanarak, sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilmesini amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adım adım yürümektedir. Afganistan, Irak ve Libya’nın ardından Suriye’nin de parçalandığını, sıranın İran’a geldiğini ve nihai hedefin ülkemiz haritası olduğunun görülmesi gerekir.
Çevremiz ateş çemberiyle sarılmışken, milletimizi ayrıştıracak, birlik ve beraberliğimizi bozacak, iç cepheyi zayıflatacak, siyasi çıkar amaçlı hiç bir davranış içinde bulunulmaması gerekir.
‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ diyen teğmenlerin, kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi, milletimizi üzmüştür. Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir. Eğer ordudan atılması gereken birileri varsa, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyemeyen, cemaat ve tarikat şeyhlerine bağlı, komutanının emri yerine şeyhinin emrine uyacaklar olmalıdır.
FETÖ terör örgütünün yapmaya çalıştığı DİNCİ-TARİKATÇI ve CEMAATÇİ darbe girişimini yaşamış bir milletin ordusu bu konuda dikkatli olmalıdır.
Atatürk Türkiye’sinin ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ ilkesi ile yaşananlar doğru değerlendirilerek, ABD-İsrail-PKK-(PYD ) ittifakının bölgedeki planlarına karşı önlem alınmalıdır.
Türk Milleti 102 yıl önce olduğu gibi, vatanımız ve milletimiz üzerine oynanan oyunları bozacak, Demokratik, laik, tam bağımsız TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ilelebet yaşatacaktır." dedi.
Derneğimize yeni bir bina tahsis ederek Uşak Şubemizin çalışmalarına ivme kazandıran, maddi manevi her zaman desteğini yanımızda gördüğümüz Belediye Meclis Üyeleri ve Uşak Belediye Başkanımız Sayın Özkan Yalım’a teşekkür ediyoruz.
Bu gün ülkemizde yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, Ortadoğu’da ve komşumuz Suriye’de yaşanan gelişmeler yeniden Atatürk ilke ve devrimlerine olan ihtiyacı zorunlu hale getirmiştir.
Açlık sınırının altında maaşla yaşayan emekli, askeri ücretle çalışan işçilerimiz ay sonunu getiremeyen memurlarımız, ürettiğini yok pahasına satmak zorunda kalan çiftçilerimiz ve zor durumdaki esnafımız milli gelirden yeterli payı alamamaktadırlar. Zenginin daha zengin, fakiri daha da fakirleştiren Neo-Liberal ekonomik sistem yerine, Sosyal adalete dayanan, adil gelir dağılımının olduğu devletçi- kamucu ekonomik sistemine dönülerek halkımızın sorunları çözülmelidir.
Suriye’de oluşan belirsizliğin sonucunda, batılı emperyal güçler, İsrail’in güvenliği için bölgede istikrarsız bir bölge yaratmışlardır. Ülkemiz, din, meshep ve etnisite temelli savaşlarla, huzurun olmadığı, sürekli çatışmaların yaşandığı, parçalanmış bir komşu ile yaşamak zorunda kalacaktır.
Önderinin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu HTŞ ile anlaşıp diğer selefi örgütlerin ve yıllardır eğitip donattığı PKK-PYD(YPG)’nin katkılarıyla parçalayarak sınırlarını ve rejimini değiştirdiği Suriye’yi (tıpkı Afganistan’ı Taliban’a teslim ettiği gibi) görünürde bu örgütlere (aslında İsrail’e) teslim eden ABD gibi bir ülkeye güvenip, peşine takılarak kazançlı çıkma hayaline kapılmak büyük hata olur.
Suriye’ i çatışmanın içine sürükleyecek, şeriat düzeni yerine, demokratik laik, cumhuriyet rejimini desteklemenin, ülkemiz çıkarlarına daha uygun olacağı açıktır.
Emperyalizm kendi çıkarları doğrultusunda uzun vadeli stratejik hedeflerinden hiç bir zaman vazgeçmemiştir. Suriye’de ortaya çıkması muhtemel haritanın bundan 102 yıl önce 1922 de Fransa’nın çizdiği haritaya benzerliği ibret vericidir.
21. yüzyılın SEVR ANTLAŞMASI olarak yürürlüğe sokulan ve ABD Dışişleri Bakanı C. Rice’ın Ağustos 2003’de açıkladığı, Kuzey Afrika’dan Çin sınırına kadar 22 ülkenin, etnisite, din ve mezhep temelinde parçalanarak, sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilmesini amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adım adım yürümektedir. Afganistan, Irak ve Libya’nın ardından Suriye’nin de parçalandığını, sıranın İran’a geldiğini ve nihai hedefin ülkemiz haritası olduğunun görülmesi gerekir.
Çevremiz ateş çemberiyle sarılmışken, milletimizi ayrıştıracak, birlik ve beraberliğimizi bozacak, iç cepheyi zayıflatacak, siyasi çıkar amaçlı hiç bir davranış içinde bulunulmaması gerekir.
‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ diyen teğmenlerin, kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi, milletimizi üzmüştür. Bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir. Eğer ordudan atılması gereken birileri varsa, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyemeyen, cemaat ve tarikat şeyhlerine bağlı, komutanının emri yerine şeyhinin emrine uyacaklar olmalıdır.
FETÖ terör örgütünün yapmaya çalıştığı DİNCİ-TARİKATÇI ve CEMAATÇİ darbe girişimini yaşamış bir milletin ordusu bu konuda dikkatli olmalıdır.
Atatürk Türkiye’sinin ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ ilkesi ile yaşananlar doğru değerlendirilerek, ABD-İsrail-PKK-(PYD ) ittifakının bölgedeki planlarına karşı önlem alınmalıdır.
Türk Milleti 102 yıl önce olduğu gibi, vatanımız ve milletimiz üzerine oynanan oyunları bozacak, Demokratik, laik, tam bağımsız TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ilelebet yaşatacaktır." dedi.