“Sosyal kaygı doğal bir duygu, bozukluk haline geldiğinde yaşamı kısıtlar”Emiri, sosyal kaygının herkesin zaman zaman deneyimlediği doğal bir duygu olduğunu belirterek, “Bir sunum öncesi yaşanan heyecan veya yeni bir ortamdaki gerginlik doğaldır. Ancak bu kaygı, kişinin işlevselliğini, ilişkilerini ve mesleki yaşamını ciddi biçimde kısıtlayacak düzeye ulaştığında, artık Sosyal Anksiyete Bozukluğu olarak tanımlanır,” dedi.Temelinde başkaları tarafından yargılanma, küçük düşürülme ya da hata yapma korkusu bulunduğunu belirten Emiri, bu durumun kişinin sosyal ortamlardan kaçınmasına ya da bu ortamlarda yoğun bir stresle var olmaya çalışmasına neden olduğunu ifade etti.Utangaçlıkla karıştırılmamalıUtangaçlığın bir kişilik özelliği, sosyal anksiyetenin ise bir akıl sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Psikolog Onur Emiri şöyle konuştu:“Utangaç kişi çekingen olabilir ama sosyal ortamda kalabilir. Sosyal anksiyetesi olan biri ise panik atağa yakın fiziksel belirtiler yaşar ve bu ortamlardan kaçınır. Fark; yaşanan sıkıntının şiddeti, süresi ve kişinin yaşamını ne kadar kısıtladığıdır.”Belirtiler: Çarpıntı, titreme, yargılanma korkusuEmiri, sosyal anksiyete bozukluğunun hem fiziksel hem de bilişsel belirtilerle kendini gösterdiğini ifade etti.
Fiziksel belirtiler: çarpıntı, nefes darlığı, aşırı terleme, titreme ve yüz kızarması.
Bilişsel belirtiler: “Herkes bana bakıyor”, “Rezil olacağım” gibi olumsuz düşünceler ve sosyal ortamlardan sonra yaşanan yoğun pişmanlık veya öz eleştiri.Ergenlik döneminde başlıyor, tedavi edilmezse kronikleşiyorSosyal anksiyetenin genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başladığını belirten Emiri, “Bu dönemde akran baskısı ve kabul görme ihtiyacı en yüksek seviyededir. Tedavi edilmezse kişi sosyal ilişkilerden kaçınır, yalnızlaşır ve depresyon riski artar,” dedi.“Kaçınma davranışı kaygıyı besler”Kaygıyı sürdüren temel etkenin “kaçınma davranışı” olduğunu belirten Emiri, şu ifadeleri kullandı:“Korkulan ortama girmemek kısa süreli rahatlama sağlar ama beyne ‘tehlike var’ mesajını öğretir. Böylece kişi o durumla başa çıkmayı hiç öğrenemez. Bu da kaygının kronikleşmesine yol açar.”İş ve özel hayat üzerinde olumsuz etkilerSosyal anksiyete bozukluğunun iş yaşamında terfi görüşmelerinden, toplantılarda söz almaktan veya yeni insanlarla tanışmaktan kaçınmaya neden olabileceğini belirten Emiri, bunun bireyin kariyer gelişimini ve sosyal ilişkilerini ciddi biçimde sınırladığını ifade etti.“Tedavi mümkün; kaygıyı değil, hayatı yönetmeyi öğretiyoruz”Psikolog Onur Emiri, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)’nin sosyal anksiyete tedavisinde en etkili yöntem olduğunu söyledi.“Amaç kişiyi tamamen ‘fobisiz’ yapmak değil; kaygı ile başa çıkma becerilerini geliştirmek, kaçınma davranışlarını ortadan kaldırmak ve kişinin sosyal yaşamını yeniden kazanmasını sağlamaktır,” dedi.Emiri ayrıca, bazı vakalarda ilaç tedavisinin destekleyici olarak kullanılabileceğini, ancak kalıcı iyileşmenin psikoterapi ile sağlandığını vurguladı.Nefes ve farkındalık teknikleri önerisiKaygı anında uygulanabilecek basit tekniklerden de bahseden Emiri, “4-7-8 nefes tekniği, kaygı anında bedeni sakinleştirir. Ayrıca ‘5-4-3-2-1 farkındalık metodu’ kişiyi ana döndürerek düşünce kalabalığını azaltır,” dedi.“Bu bir karakter kusuru değil”Programın sonunda izleyicilere moral veren Psikolog Onur Emiri şu mesajı paylaştı:“Sosyal kaygı, bir karakter zayıflığı ya da utangaçlık değildir. Bu tedavi edilebilir bir psikolojik bozukluktur. Beyin yeniden öğrenebilir, kaygı kontrol altına alınabilir. Bir uzmandan destek almak, hayatın kontrolünü yeniden kazanmanın ilk adımıdır.”dedi. BU KONUDA GENİŞ UZMAN GÖRÜŞÜ ALMAK İSTEYENLER PSİKOLOG ONUR EMİRİ'YE 0542 567 79 98 NOLU TELEFONDAN ULAŞABİLİRLER.
Fiziksel belirtiler: çarpıntı, nefes darlığı, aşırı terleme, titreme ve yüz kızarması.
Bilişsel belirtiler: “Herkes bana bakıyor”, “Rezil olacağım” gibi olumsuz düşünceler ve sosyal ortamlardan sonra yaşanan yoğun pişmanlık veya öz eleştiri.Ergenlik döneminde başlıyor, tedavi edilmezse kronikleşiyorSosyal anksiyetenin genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başladığını belirten Emiri, “Bu dönemde akran baskısı ve kabul görme ihtiyacı en yüksek seviyededir. Tedavi edilmezse kişi sosyal ilişkilerden kaçınır, yalnızlaşır ve depresyon riski artar,” dedi.“Kaçınma davranışı kaygıyı besler”Kaygıyı sürdüren temel etkenin “kaçınma davranışı” olduğunu belirten Emiri, şu ifadeleri kullandı:“Korkulan ortama girmemek kısa süreli rahatlama sağlar ama beyne ‘tehlike var’ mesajını öğretir. Böylece kişi o durumla başa çıkmayı hiç öğrenemez. Bu da kaygının kronikleşmesine yol açar.”İş ve özel hayat üzerinde olumsuz etkilerSosyal anksiyete bozukluğunun iş yaşamında terfi görüşmelerinden, toplantılarda söz almaktan veya yeni insanlarla tanışmaktan kaçınmaya neden olabileceğini belirten Emiri, bunun bireyin kariyer gelişimini ve sosyal ilişkilerini ciddi biçimde sınırladığını ifade etti.“Tedavi mümkün; kaygıyı değil, hayatı yönetmeyi öğretiyoruz”Psikolog Onur Emiri, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)’nin sosyal anksiyete tedavisinde en etkili yöntem olduğunu söyledi.“Amaç kişiyi tamamen ‘fobisiz’ yapmak değil; kaygı ile başa çıkma becerilerini geliştirmek, kaçınma davranışlarını ortadan kaldırmak ve kişinin sosyal yaşamını yeniden kazanmasını sağlamaktır,” dedi.Emiri ayrıca, bazı vakalarda ilaç tedavisinin destekleyici olarak kullanılabileceğini, ancak kalıcı iyileşmenin psikoterapi ile sağlandığını vurguladı.Nefes ve farkındalık teknikleri önerisiKaygı anında uygulanabilecek basit tekniklerden de bahseden Emiri, “4-7-8 nefes tekniği, kaygı anında bedeni sakinleştirir. Ayrıca ‘5-4-3-2-1 farkındalık metodu’ kişiyi ana döndürerek düşünce kalabalığını azaltır,” dedi.“Bu bir karakter kusuru değil”Programın sonunda izleyicilere moral veren Psikolog Onur Emiri şu mesajı paylaştı:“Sosyal kaygı, bir karakter zayıflığı ya da utangaçlık değildir. Bu tedavi edilebilir bir psikolojik bozukluktur. Beyin yeniden öğrenebilir, kaygı kontrol altına alınabilir. Bir uzmandan destek almak, hayatın kontrolünü yeniden kazanmanın ilk adımıdır.”dedi. BU KONUDA GENİŞ UZMAN GÖRÜŞÜ ALMAK İSTEYENLER PSİKOLOG ONUR EMİRİ'YE 0542 567 79 98 NOLU TELEFONDAN ULAŞABİLİRLER.













