CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur ve arkadaşlarının 1 Aralık 2022tarihinde saaat 13.45’te TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinin
konusu sahte diplomalı doktor, öğretmen, akademisyen, bürokratlardı.
Yani, bugün konuşulan, soruşturma yürütülen konuları CHP grubu yıllar önce
gündeme getirmiş, her zaman olduğu gibi önerge Cumhur İttifakı’nın oylarıyla
gündeme alınmamıştı.
Önergede, “TÜBİTAK’a sahte diplomalı uzmanların, önemli kamu kuruluşlarına
sahte diplomalı bürokratların, üniversitelere sahte diplomalı akademisyenlerin
girebiliyor olması, emek hırsızlığıyla birkaç günde diploma sahibi olmak
isteyenlerin, hem de sahte diploma üretip satarak para kazanmak isteyen
dolandırıcıların cesaretlerini artırmaktadır” deniliyordu. CHP milletvekillerinin
önergesinde şöyle deniliyordu:
DİPLOMA REKLAMLARI YAPILIYOR
“Sahte diploma dolandırıcılığı o kadar aleni hale gelmiştir ki sosyal medya
platformlarından veya kurulan web siteleri üzerinden, ilkokuldan üniversiteye
kadar tüm kademeler için diploma tarifeleri ilan edilmektedir. Açık açık sahte
diploma satışları yapılmakta, hatta reklamlar düzenlenmektedir.
İnternetten veya sosyal medyadan iktidara karşı yapılan eleştirel yorumlar dahi
anında tespit edilip, jet hızıyla işlem yapılırken, sahte diploma satış siteleri
illegal faaliyetlerine rahatlıkla devam edebilmektedir.Emin Çölaşan Uğur Dündar Rahmi Turan Necati Doğru Saygı Öztürk Ege Cansen Yekta Güngör Özd
Sahte diploma satışı yapan, sahte diplomayla iş bulup gelir elde eden kişilere
yönelik cezaların yetersiz olması da bu suçun yaygınlaşmasının bir diğer
nedenidir. Sahte diploma satanlar ya da kullananlar genellikle 2 yıl hapis
cezasıyla cezalandırılmakta, çoğu durumda da hükmün açıklaması geriye
bırakılmaktadır. Dolayısıyla ceza yetersizliği de sahte diplomalıları
artırmaktadır.”MECLİS ARAŞTIRSIN
Liyakatin yok edilmesi, sahte diplomayla önemli yerlere gelinebilmesi,
denetimsizlik, cezaların yetersizliği sahte diploma satışının da, sahte
diplomalıların da artmasına neden oluyor. Bu durum, adalet duygusunu ve
umudu örseliyor.
Gerekli gerekçeleri ortaya koyan CHP Grubunun önergesinde, “Sahte diploma
satışı ve sahte diplomayla istihdamın önüne geçilmesi” için konunun tüm
yönleriyle araştırılmasını istedi. Ancak, önerge, iktidarın oylarıyla reddedildi.
Gele gele bu günlere gelindi. Yazar arkadaşımız Sultan Uçar, yurt dışından
üniversite diplomalarının nasıl alındığını defalarca yazdı. Onu da duyan olmadı.
Bilseniz diploma üzerinden ne skandallar yaşanıyor
Devlet, çetelere seyirci kaldı. Birileri e-Devlet’te mezun gösterilip üst düzey
kamu görevlerine atandı. Uyarılar dikkate alınsaydı bu noktaya gelinir miydi?
Ahmet Kurtuluş Bilişim Uzmanı, eski üniversite idari personeli, eski Tapu
Kadastro mensubuydu. Dönen dolapları bana da anlatıyor ama açıkçası bu
konuda elimde belge olmadığı için yazamıyordum.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı soruşturmalar,
Türkiye’nin dijital kamu altyapısında yıllardır süregelen güvenlik açıklarını
ortaya koydu. Özellikle e-Devlet sisteminde görünür hale getirilen sahte
diplomalar, kamuya personel yerleştirmede kullanılan sistemlerin ne kadar
kolay manipüle edilebildiğini gösterdi.
İnşaat mühendisliği, hukuk, öğretmenlik gibi hayati meslek alanlarında sahte
mezuniyet belgeleriyle kamu kurumlarına sızılıyor. Elektronik imzalarla
sistemlere erişilerek diplomalar üretildiği anlaşıldı. Bu veriler, devlet
üniversitesi, bazı vakıf üniversiteleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı
sınav sistemleri üzerinden işlendi.KİLİT NOKTA: YÖKSİS
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, belediyede önemli bir görevde
bulunan dönemin AKP Milletvekilinin gelininin, üniversite mezunu olup
olmadığını, mezun olduğu belirtilen Gazi Üniversitesi’ne sormuş. Rektörlük,
böyle bir öğrencilerinin hiçbir dönem olmadığını bildirdi. Başkan, bu kez Yüksek
Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’ndan sordu. Bırakın diplomayı, hiçbir
üniversitede böyle bir kişinin kaydının bile bulunmadığı anlaşılmıştı.
Türkiye’deki üniversiteler, 2015 itibarıyla öğrenci mezuniyet bilgilerini YÖKSİS
(Yükseköğretim Bilgi Sistemi) aracılığıyla YÖK’e aktarmaya başlamıştı. Bu
sistemin amacı, mezuniyetlerin dijital ortamda doğrulanmasını sağlamaktı.
Ancak YÖKSİS yalnızca bir veri gösterim platformudur. Belgelerin aslı vehukuki geçerliliği, üniversitelerin kendi arşiv kayıtlarında ve öğrenci
kütüklerinde saklı.
VEFAT EDENLERİN YERİNE
Yıllarca üniversitelerde görev yapmış, öğrenci işleri süreçlerine ve bilgi
sistemlerine hâkim biri olarak Ahmet Kurtuluş, “Rahatlıkla söyleyebilirim ki,
asıl tehlike geçmiş yıllara ait dijitalleşmemiş, denetimsiz mezun
verilerindedir. Ölen kişilerin mezuniyet bilgileri değiştirilebilir. Fiziki diploma
arşivlerinde kaydı olmayan bir birey, e-Devlet’te mezun görünebilir. Hatta
başarı notları, sınav sonuçları dahi dijital olarak manipüle edilebilir. Bu durum,
YÖKSİS ile arşiv kayıtları arasında uyumsuzluk doğurmakta ve sistemin
sorgulanmasına neden olmaktadır.
Sahtecilik diplomayla sınırlı kalmıyor. ÖSYM sonuç belgeleri e-imza
yöntemiyle değiştirilmiş. Milli Eğitim sınav sistemine erişim sağlanarak başarısız
adaylar başarılı gibi gösterilmiş, bu belgelerle kamuya yerleşme süreci
işletilmiş. Bugün kamu kadrolarında görev yapan bazı isimlerin diplomalarının
sahte olması, yalnızca bir “bireysel sahtecilik” meselesi değil; devletin dijital
sistemlerine yönelik örgütlü bir saldırıdır.Ahmet Kurtuluş’tan Kamuoyuna Önemli Bir AçıklamaSon dönemde medyada ve sosyal platformlarda “sahte doçent” ve “sahte profesör” iddialarına sıkça rastlanmaktadır. Bu nedenle konuyla ilgili bazı yanlış anlamaların önüne geçmek amacıyla açıklama yapma gereği doğmuştur.Ülkemizde akademik unvanlara (doktor öğretim üyesi, doçent, profesör) ulaşmak, oldukça sıkı ve çok aşamalı bir denetim sürecinden geçilerek mümkün olmaktadır. Her bir unvan, belirli akademik yeterliliklerin ve bağımsız jüri değerlendirmelerinin ardından verilmektedir. Bu süreçler, sistemin suistimal edilmesini büyük ölçüde engellemektedir.Ancak burada kritik bir nokta şudur: Eğer bir kişinin lisans diploması sahteyse, bu diploma üzerine inşa edilen tüm akademik ilerlemeler (yüksek lisans, doktora, doçentlik, profesörlük) de geçersiz kabul edilir. Bu nedenle sahte unvan iddiaları ancak lisans düzeyinde bir sahtecilik varsa geçerlilik kazanabilir.Öte yandan, bazı kişiler akademik unvanları resmi olarak taşımamalarına rağmen, bu unvanları özel sektörde izinsiz kullanmakta veya görsel olarak kendilerine aitmiş gibi sunmaktadır. Bu tür vakalar, sistem dışı bireysel sahtecilikler olup akademik yapının genel güvenilirliğini yansıtmaz.Akademik unvanlara ulaşmak uzun, zahmetli ve ciddi denetimlere tabi bir süreçtir. Dolayısıyla, kamuoyunda yer alan iddialara karşı değerlendirme yapılırken bu süreçlerin ciddiyeti göz önünde bulundurulmalıdır. Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/devlet-skandala-yillarca-seyirci-kalmis-p203886














