VATANIMIN TARAFTARIYIM
Cumhuriyet tarihimizin en kritik değerde olan bir seçimini geride bıraktık. Çünkü bu seçim diğerlerine benzemiyordu. Parlamenter sistemden sonra ilk Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile gittik seçime.
Çoğu insanın kafası karışıktı. Kimileri diktatörlük geliyor dedi. Kimileri güçlü hükümet, güçlü parlamento dedi. Daha başka endişeleri olanlarda vardı.
Cumhurbaşkanı elinde bulundurduğu yetkileri nasıl kullanacak?
Muhalefeti yok mu sayacak?
Dedim dedik diyerek diktatörce mi davranacak?
Bütün bunların aslında cevabını, %52,5 lik çoğunluk verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ve güvenini tazeledi.
Hâlâ kabullenemeyenlerin demokratlığını sorgulamak gerekmez mi?
Bir CHP ilçe Başkanı ile karşılaştık. Bana “Kazandınız” dedi. Arkasından ”Biz kaybettik. Âmâ hâlâ Tayyip Erdoğan’a diktatör diyen bir Genel Başkanımız var. Asıl kendisi diktatör. İlçe başkanlığından istifa ettim ”diye de ekledi. Senelerdir benim sağ ve muhafazakâr olduğumu bildiği halde, demokrasi anlayışıma olan saygısından dostluğumuz hep devam etmiştir. Buna benzer çok dostum var.
Ben siyasetin İNSAN odaklı yapılması taraftarıyım. Vatanımı seviyorum. Türkiye vatanım. Vatanımın taraftarıyım.
Önce insanız, sonra partili. Sen önce partili, sonra insan dersen; insanca davranmayı, insana olan sevgiyi, saygıyı bir kenara atar da partizanlık yaparsan çok büyük yanlış yapmış olursun.
Yunusun deyimiyle: ”Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” diyebilmeliyiz. Yaratan sevmiş ve yaratmış. O’nun sevip yarattığı her şeyi sevmek zorundayız. Parti, pırtı, makam, mevki hepsi geçici şeyler. Kalıcı olan insanlığımız. Partili olmak insanlığımızdan tavizi gerektirmez.
Demokrasi: İnsanların birbirlerini hazmetmesidir. Hoşgörüdür. Karşısındaki çoğunluğa saygıdır. Sevgiden, saygıdan uzak bir yaklaşımla hiçbir sonuca ulaşılmaz.
Seven sevilir. Sayan sayılır. Ben seveceğim ama sen sevmeyeceksin. Ben saygı duyacağım ama sen saygı duymayacaksın, yok öyle bir davranış!
Demokrasilerde bir kazanan, bir de kaybeden muhakkak olur. Bir iktidar, bir de muhalefet olur. Halkın çoğunluğu neyi tercih etmişse, ona saygı duymak demokratlığın gereğidir.
Seçimler yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan %52,5 ile seçimi kazandı. En yakın oy alan Muharrem İnce’ye %22 fark var. Bunu kabullenmezseniz gülünç duruma düşersiniz. Muharrem İnce’yi kabullendiği için tebrik ediyorum.
Ya Kılıçtaroğlu’na ne demeli? Hayırlı olsun bile diyemedi.
Facebook sayfamda seçim sonrası birkaç paylaşım yaptım.”%52,5 oy alan, en yakınına %22 fark attıysa; bu hata, yanlış, çalma gibi kavramlara sığmaz” dedim.10 milyon oy çalınmaz.%22 fark çuvala sığmaz” dedim. Aman ne fanatik yorumlar!
Değerli okurlarım. Sevgili dostlar. Kavga siyaseti ile bir yere varmamız mümkün değil. Kavganın galibi olmaz. İki yumruk vurduysan, bir yumruk ta yersin. Marifet kavga etmemekte. Marifet sana ters olana elini uzatabilmekte.
Ne zamanki bu değerler geçer akçe oldu, işte o zaman siyaset güzel olacak. Dostluklar, komşuluklar güzel olacak.
Dostluğun, kardeşliğin, komşuluğun arasına siyasetin, kavga üslubunun girmesine izin vermeyiniz. Allah birliğimiz, dirliğimizi bozmasın. Bu Vatanda hep beraber huzurlu yaşamanın çarelerine sarılalım diyorum.
Saygılarımla.
Salih Ergül